Sağlıklı beslenme konusu en önemli konulardan biri olmaya devam ediyor ve 2022’de de ilgi düzeyini kaybetmeyecek.
Uluslararası pazar araştırma ajansı Innova Market Insights’ın yayınladığı Shared Planet raporuna göre, gezegen ve çevre için paylaşılan sorumluluk duygusu insanların yaşama biçimini etkiliyor.
Innova Market Insights, önümüzdeki 12 ay içinde beslenme de dahil olmak üzere davranışlarımızı şekillendirecek 10 ana temayı tanımladı.
2022’NİN 10 BESLENME TRENDİ
İşte Innova Market Insights araştırmasına göre odak noktasının kişisel sağlıktan küresel sağlığa kayacağı tahmin edilen 2022 yılının beslenme açısından 10 ana trendi:
Paylaşılan Gezegen
Güven, 2022’deki ana trendlerden biri olacak. Ürünler hakkında ve çevresel ve sosyal sorunları çözmek için üretimde hangi adımların atıldığı hakkında işletmeden daha doğru ve güvenilir bilgi bekleyen tüketiciler olacak. Net değerlendirme yöntemleri, ürünün üretminden satışına kadar olan süreci izleme imkanı, üreticilerin ve tüketicilerin daha güvenilir ilişkiler kurmasını sağlayacak.
Bitki Bazlı Yenilik
Bitkisel bazlı ürün üreticileri, odaklarını et ve süt yerine ikame ürünler bulmaktan ürünlerin özelliklerini geliştirmeye kaydıracak. Anketlere göre, tüketiciler bitki bazlı gıdaları üç nedenden dolayı seçiyorlar; sağlığa faydaları, gezegene mümkün olduğunca az zarar vermesi ve diyetlerini çeşitlendirme arzusu. Bu, sadece veganların ve vejeteryanların bu tür ürünlerle ilgilenmediğini gösteriyor. Ayrıca veganlar ve vejetaryenler pazarın çok küçük bir yüzdesini oluşturuyor ve et tüketimini azaltmaya karar veren ancak tamamen bırakmayanların payı , farklı ülkelerde beşte bir ile üçte bir arasında değişiyor.
Gerçek Teknolojiler
Bilim ve teknolojinin yenilikleri sadece üreticiler tarafından kullanılmamaktadır. Tüketiciler ayrıca, özellikle kişiselleştirilmiş beslenme önerileri sağlayabilecek uygulamalar ve programlarla çevrilidir. Ancak bu teknolojileri benimsemek ve kişisel verileri paylaşmaya başlamak için tüketicinin kendisine ve bir bütün olarak topluma fayda sağlayacağından emin olması gerekir.
Koşulların Değişmesi
Karantinaların yol açtığı kısıtlamalar nedeniyle, birçok kişi eski yeme alışkanlıklarını terk etmek zorunda kaldı. Tüketiciler, kolaylık ve fırsat açısından ev yaşamının faydalarını fark ettiler, bu nedenle artık dışarıda yemek yerken daha fazlasını bekliyorlar. Endüstri liderleri, sosyal alışkanlıkları değişen insanların yeni beklentilerini karşılayan ürünler üreterek hizmet kalitesini iyileştirmeye zorlanacak.
Tüketicinin Sesi
Hem yiyecekler hem de içecekler yeni anlamlarla doldurulmaya başlandı. İnsanlar politik, sosyal, etik görüşlerini yansıtan ürünler arıyorlar. Ürün bu özelliklere sahip değilse, tüketici ürüne çok sıcak bakmayabilir. Ayrıca tüketiciler, doğrulanamazlarsa genel ürün iddialarına daha az güvenme eğilimindedir. Üreticilerin bu konularda daha hassas ve açık olması gerekiyor. Yersiz beklentiler, ürün algısını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle üreticiler, tüketicinin sesine daha fazla odaklanarak ürünlere özellikle sosyal açıdan daha fazla önem verecek.
Sağlıklı Bağırsaklar
Araştırma analistleri, tüketicilerin sağlık durumlarını bağırsak florasına giderek daha fazla bağladığını belirtiyor. Bu, gıdaların bileşimine, vücudun çalışmasına, özellikle bağırsakların işleyişi ile bağışıklık, uyku ve ruh hali arasındaki bağlantıya ilgi anlamına gelir. Ankete katılanların üçte ikisi, yeni araştırmalarla da anlaşıldığı gibi bağırsak sağlığını genel sağlıkla ilişkilendirdiklerini söyledi.
Köklere Geri Dönüş
İnsanlar ürünlerin kökenine giderek daha fazla dikkat ediyor ve yerel üreticileri tercih ediyor
Genişleyen Ufuklar
Pandeminin getirdiği kısıtlamalar tüketicilerin beslenme konusunda yeni deneyimler beklemesine neden oldu. Hayatlarına çeşitlilik katmak için daha önce bilmedikleri tatları denemeye hazırlar.
Azaltılmış Atık
Benim Yemeğim, Benim İmajım
Yemek artık sadece yemek değil; insanlar onu kimliklerinin bir parçası olarak görmeye başladılar. Belirli bir ürün seçiminin arkasında kişisel değerler, yaşam tarzı ve tutumlar yer alır. Bir satın alma işlemi yaparken, tüketici bunu konuşmak için bir fırsat olarak görür.
